Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) öncülüğünde, Çukurova ve Güneydoğu Un Sanayicileri Derneklerinin iş birliğiyle Gaziantep’te düzenlenen “Hasat Sonrası Gelecek Projeksiyonları” temalı sektör istişare toplantısı, un ve buğday sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirdi.
Un sektörünü bütün paydaşlarını Gaziantep’te buluşturan toplantıya, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Halil Uğur, Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı’nın yanı sıra birçok sektör temsilcisi ve sanayici katıldı.
“Sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz”
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Mesut Çakmak, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada un sanayicisinin 2011 yılından buyana dünya ihracat lideri olduğuna dikkat çekerek, “Katma değer yaratarak ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz. Gıda sektöründe, makarna gibi birçok alanın gelişimine katkı sunuyoruz. Yüksek istihdamla ekonomiye katkı veriyoruz. Fazla kapasite, fiyat rekabeti gibi kendi yarattığımız sorunlar dışında, son 2 yıldır ‘dış etkiler kaynaklı’ sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Kamu özel sektör işbirliği ile gerekli adımları atarak, büyük çabalarla gelen bu kazanımlarımızı korumak ve daha da geliştirmek istiyoruz” dedi.
2023 yılında 3.6 milyon ton un ihracatı ve 1.5 milyar dolar gelir ile rekor kırdıklarını kaydeden Çakmak, “2024’te 4 milyon ton ihracat, 2 milyar dolara yakın gelir hedefliyorduk. Ancak 2024 sezonunda alınan dış ticaret tedbirleri sebebiyle ihracatımız yüzde 20’nin üzerinde düşüş gösterdi. Fazla ve atıl kapasite gibi farklı nedenlerle fiyat rekabeti de ayrı bir sorun. Sektör temsilcileri ile istişare içinde bu sorunları çözmeye çalışıyoruz ama zorlu bir 2024 yılı geçirdik” şeklinde konuştu.
“Irak halkına da zarar veriyor”
2025 sezonunun ilk 9 ayında toplam 1.7 milyon ton ihracat yapılabildiğinin altını çizen Çakmak, “2025’e de umutlu başlamıştık. Ama, Irak’ta 1-2 kişinin keyfi isteğiyle başlatılan, un taşıyan Türk TIR’larından ton başına ek ödeme uygulaması, un sektörü için Irak tarafından uygulanan ve resmi olmayan bir ambargoya dönüşmüştür. Devletimizin yetkilileri ile görüşüyoruz ama bugüne kadar yol alamadık. Bu uygulama sonucunda un ihracatında yıllık 2.5 milyon tonun altına düşeceğiz” dedi.
Irak’taki uygulamanın Irak halkına da zarar verdiğinin altını çizen Çakmak, “Irak halkı bu uygulama sayesinde, farklı ülkelerden gelen unu, çok daha pahalıya tüketebiliyor. Fiyat artışları 2 katı geçen bölgeler var. Ayrıca kalite konusunda da ciddi problemler yaşıyorlar. Halkta bu problemin çözülmesini istiyor” şeklinde konuştu.
Çakmak buğday rekoltesindeki beklentilere de değinerek, “2025 hasat sezonunu geride bıraktık. TÜİK tahminlerine göre bu sezon buğday üretimimiz 19.6 milyon ton olarak öngörülüyor. Ancak bölge ziyaretlerimiz neticesinde bu rakamın biraz daha altında kalacağını düşünüyoruz” dedi.
Yüksek faiz kıskacındaki sanayicinin, çiftçinin mağdur olmaması için elini yaşın altına koyduğunu da vurgulayan Çakmak, “Sanayicilerimiz 2025 hasat sezonunda devletimizin ve kamu kurumlarının sağladığı imkanlara ek olarak, yüksek kur ve faizlerin olduğu bu zor dönemde çiftçimizi mağdur etmeden yüksek alımlar yaparak sektöre destek sunmuştur."
“Pazarları korumak için devlet desteği şart
TUSAF Başkanı Mesut Çakmak, “Un sanayicileri olarak mali dalgalanmalarla mücadele ettik ve ülkemizde gıda güvenliğini korumaya çalıştık. İhracat pazarlarımızın korunabilmesi, rekabet gücümüzün artırılması için Cumhurbaşkanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımızdan destek bekliyoruz. Bu kapsamda gerekli girişimler yapılmıştır. TUSAF olarak veri tabanı projeleri, sektör raporları ve uluslararası etkinlikler ile çalışmalarımız devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Uzun dönemli planlama yapılamıyor"
Maliyetlerdeki fahiş artış nedeniyle, un sanayicisinin yüksek stok yapılabildiği dönemlerin geride kaldığını dile getiren TUSAF Başkan Vekili Bekir Bağış, “Sanayicilerin depolarında fazla stok olmaması, rekoltelerde düşüş, un piyasasındaki yıpratıcı fiyat rekabeti ve ihracattaki düşüş ana gündemimiz. Sanayicinin sermayesinde yaşanan daralma ve finansman maliyetleri nedeniyle, hasat döneminde ihtiyacımız kadar buğday alabildik. Uzun dönemli planlama yapamıyoruz” dedi. Aynı zamanda Çukurova Un Sanayicileri Derneği Başkanı da olan Bağış, buğday rekoltesindeki düşüşe rağmen, kalitedeki artış ile dengenin yakalanabileceğini savundu.
Bağış, “Türkiye kalite açısından şanslı ve fırsatlarla dolu bir potansiyele sahip. Bunu değerlendirmemiz gerekiyor. Kaliteli ve makarnalık buğdaylarda dünyada söz sahibi olabiliriz. Bu nedenle üretimde kayıplar yaşasak da, TMO’nun devreden stokları ve üretilen kaliteli buğday nedeniyle arzda ve talep edilen ürünlerde sıkıntı yaşanmayacaktır. Bazı yıllarda, ihracatçıya destek için yapışan birkaç milyon ton ithalat ise normal karşılanmalıdır” dedi.